Fabrikaların yurtdışına taşınması, özellikle son yıllarda Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ciddi bir endişe kaynağı haline geldi. Bu durum, sadece ekonomik anlamda değil, aynı zamanda mevcut imalatçıların ve ihracatçıların motivasyonu üzerinde de olumsuz bir etki yaratıyor. İhracatçılar, küresel rekabette ayakta kalabilmek için zaten büyük zorluklarla mücadele ederken, fabrikaların yurtdışına taşınması bu zorlukları daha da artırıyor. Ne yazık ki, rekabetçi koşullar sunan ülkelerin cazip teşvikleri, birçok yatırımcıyı bu ülkelere yönlendiriyor.
Yatırımcılar Hangi Ülkeleri Tercih Ediyor?
Yatırımcılar, fabrikalarını taşımak veya yeni yatırımlar yapmak için genellikle aşağıdaki kriterlere odaklanır:
Vergi Teşvikleri: Birçok ülke, yabancı yatırımcıları çekmek için vergi indirimleri, vergi muafiyetleri veya vergi ertelemeleri gibi teşvikler sunuyor. Örneğin, Vietnam, Endonezya ve Malezya gibi Güneydoğu Asya ülkeleri, yatırımcılara uzun vadeli vergi muafiyetleri sağlıyor. Bu ülkeler, özellikle tekstil, elektronik ve otomotiv gibi sektörlerde cazip teşvikler sunuyor.
Düşük İşçilik Maliyetleri: İşçilik maliyetleri, imalat sektöründe en önemli maliyet kalemlerinden biridir.
Bangladesh, Hindistan ve Pakistan gibi ülkeler, son derece düşük işçilik maliyetleriyle yatırımcıları kendine çekiyor. Bu ülkeler, özellikle emek-yoğun sektörlerde büyük avantajlar sunuyor.
Coğrafi Konum ve Lojistik Kolaylıkları: Yatırımcılar, üretim tesislerini lojistik açıdan avantajlı bölgelere kurmayı tercih ediyor. Çin, Meksika ve Polonya gibi ülkeler, hem küresel tedarik zincirlerine yakınlıkları hem de gelişmiş lojistik altyapılarıyla dikkat çekiyor. Özellikle Çin, dünyanın en büyük üretim merkezi olarak, yatırımcılar için hala cazip bir seçenek.
Enerji Maliyetleri: Enerji maliyetleri, özellikle enerji-yoğun sektörlerde kritik bir faktördür. ABD, Kanada ve Suudi Arabistan gibi ülkeler, düşük enerji maliyetleriyle yatırımcıları cezbediyor. Özellikle ABD’deki doğal gaz fiyatları, enerji maliyetlerini önemli ölçüde düşürüyor.
Politik ve Ekonomik İstikrar: Yatırımcılar, uzun vadeli yatırımlar yaparken politik ve ekonomik istikrarı göz önünde bulunduruyor. Almanya, Japonya ve Güney Kore gibi ülkeler, bu alanda güvenilir bir ortam sunuyor. Bu ülkeler, yüksek teknoloji ve ileri imalat sektörlerinde yatırımcılar için cazip birer merkez haline geliyor.
AR-GE ve Teknoloji Teşvikleri: Yüksek teknoloji ve inovasyon odaklı yatırımlar yapmak isteyen firmalar, AR-GE teşviklerinin güçlü olduğu ülkeleri tercih ediyor. İsrail, Singapur ve Tayvan gibi ülkeler, AR-GE yatırımlarına büyük teşvikler sunuyor. Bu ülkeler, teknoloji ve inovasyon alanında dünya liderleri arasında yer alıyor.
Serbest Bölgeler ve Özel Ekonomik Bölgeler: Birçok ülke, yabancı yatırımcılar için serbest bölgeler veya özel ekonomik bölgeler oluşturuyor. Bu bölgelerde, gümrük vergilerinden muafiyet, düşük vergi oranları ve kolaylaştırılmış ticaret prosedürleri gibi avantajlar sunuluyor. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Tayland ve Fas, bu tür bölgelerle yatırımcıları cezbediyor.
Türkiye’nin Rekabet Gücünü Artırmak İçin Ne Yapılmalı?
Türkiye’nin fabrikaların yurtdışına taşınmasını engellemek ve yatırımcıları ülkeye çekmek için aşağıdaki adımları atması gerekiyor:
Vergi ve Teşvik Politikalarının İyileştirilmesi: Yatırımcılar için daha cazip vergi indirimleri ve uzun vadeli teşvikler sunulmalı. Özellikle KOBİ’lerin ve ihracatçıların vergi yükü hafifletilmeli.
Enerji Maliyetlerinin Düşürülmesi: Enerji maliyetlerinin düşürülmesi, özellikle enerji-yoğun sektörlerde kritik öneme sahip. Yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılarak enerji maliyetleri kontrol altına alınmalı.
Lojistik Altyapının Geliştirilmesi: Türkiye’nin coğrafi konumu, lojistik açıdan büyük bir avantaj sunuyor. Ancak bu avantajı daha iyi kullanabilmek için limanlar, demiryolları ve karayolu ağları geliştirilmeli.
AR-GE ve İnovasyon Teşvikleri: Yüksek teknoloji ve inovasyon odaklı yatırımlar için AR-GE teşvikleri artırılmalı. Üniversite-sanayi işbirlikleri güçlendirilmeli.
İşçilik Maliyetlerinin Rekabetçi Hale Getirilmesi: İşçilik maliyetlerinin düşürülmesi veya verimliliğin artırılması, imalat sektöründe rekabet gücünü artıracaktır.
Politik ve Ekonomik İstikrar: Yatırımcılar için uzun vadeli bir güven ortamı sağlanmalı. Politik ve ekonomik istikrar, yatırımcıların en önemli önceliklerinden biridir.
Sonuç olarak, fabrikaların yurtdışına taşınması sadece bir sonuçtur. Bu sorunu çözmek için, Türkiye’nin küresel rekabetteki konumunu güçlendirecek adımlar atılması gerekiyor. Yatırımcılar için cazip bir ortam yaratıldığında, hem mevcut fabrikaların ülkede kalması sağlanabilir hem de yeni yatırımlar çekilebilir.